
Geçen sene bu zamanlar da 4-1'e takmış gidiyorduk. Hatta bunun şerefine o zaman uydudan izlediğim GSTV'yi 41. kanala almıştım. Sonra Fener maçı geldi ve hem turuncu forma hem de 4-1 istatistiklerimiz çok feci bir şekilde sonlandı. Allah sonumuzu geçen seneki sonumuza benzetmesin.
Ben maçı izlemedim. Goller güzel. 3 maçtır rakiplerimiz kendi kalesine gol atıyor, enteresan. Milan Baros iftardan hemen sonra başlayan bu maçta gol orucunu açtı. İki gol birden attı. Geçen sene durup durup bir maçta bol bol vuran özelliğini koruyacak mı, gollü maçlarının arası daha mı kısa olacak, göreceğiz. Elano'nun golü çok güzel. Adamın vücudunun rengi, mor formayı en iyi taşıyan olmasını sağlıyor.

Öte yandan izlemediğimi özellikle belirtmek istiyorum yeniden. Genelde en çok eleştirilen adamın Aydın Yılmaz olduğunu gördüm. Bakınız Rijkaard ne demiş:
“Aydın'ın performansından çok memnunum, o yetenekli bir oyuncu. Kendisi gününde olduğu zaman neler yapacağını bize gösterdi. Bir teknik adam için böyle yetenekli oyuncunun kadroda bulunması sevindiricidir. Bireysel olarak maça başlamak, bir şeyleri yapmak çok önemli. Aydın futbolun gereği kurallara çok iyi uydu ve iyi oynadı.”
Bana ilginç geldi. Sadece 'siz kötü dediniz ama iyi oynamış Aydın', demeye çalışmıyorum, kötü oynamış olsa bile, kendisinden bu kadar umutlu, ona bu kadar değer veren bir hoca onun için büyük bir şans. Abarttığımız düşünülüyor ama gerçekten çok yetenekli bir oyuncu, potansiyelini değerlendirmesi için çok geç değil: 1988 Ocak doğumlu, 21 yaşında, 22 olacak yakında. Rijkaard'ın bu sözleri çok değerli.